Sırtımınızın bel bölgesinden başlayıp kalça kısmımızdan daha aşağıya kadar uzanan 31 tane omur vardır. Bu omurlardan beş tanesi bel bölgemizde bulunur. Bu omurların arasında da disk dediğimiz kıkırdaklar vardır. Disk özel bir bağ dokusudur. Bu diskler hareketi kolaylaştırıyor ve darbelere karşı bizi koruyor. Diskler iç ve dış olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Dıştaki tabakanın yapısı bozulduğunda içteki yumuşak tabaka dışarıya doğru taşar. Bu taşma sonucunda omurilik kanallarına baskı meydana gelir. Sinirlere baskı yapıldığında ağrı hissedilir. Bel fıtığı böylece ortaya çıkar.
Bel fıtığından korunmanın çeşitli yolları vardır. Günlük hayatımızda bedenimize yeterince önem göstermiyoruz. Ağır bir yükü yanlış taşıma yöntemleriyle taşıyoruz ve bu durum bizde hasar bırakıyor. Ağırlığı fazla olan yükleri kaldırmadan önce bir yakınımızdan yardım istemeliyiz ve en önemlisi ağırlığı vücudumuzun bütün bölgelerine eşit dağıtmalıyız. Eğer ağırlık bir tek bölgede toplanırsa vücudumuzun o bölgesi ağır yaralanır. Bel fıtığı sonucu ameliyat olmak istemiyorsanız vücudunuza gereken özeni vermelisiniz.
Bel ve boyun fıtığı, periferik sinir sıkışmaları, karpal tünel sendromu, kafa travmaları, beyin kanamaları, beyin ve omurilik tümörleri beyin cerrahisinin alanına girer. Beyin cerrahisi günümüzde hızla gelişerek hastalara hizmet ediyor. Eğer bel veya boyun fıtığı gibi problemleriniz varsa ve ameliyat olmanız gerekiyorsa, korkmayın. Cerrahi müdahaleden korkmayın. Ağrıyla yaşamaktansa ameliyat olup hayatınıza ağrısız ve sağlıklı olarak devam edebilirsiniz. Hekime ve hastaneye güvenmek çok önemlidir. Eğer hekiminize güvenmiyorsanız kendinize iyi bir beyin cerrahı bulmalısınız.
Beyin cerrahisi oldukça hassas bir daldır. Her alanda olduğu gibi beyin cerrahisi alanında da oldukça hassas ve dikkatli davranmak gerekir. Sağlıkla ilgili her konu özel bir dikkat gerektirir. Kendi vücudunuzu dinleyin ve vücudunuzun size verdiği sinyalleri takip ederek hastalığınızın teşhisinde doktorunuza yardımcı olun.
Daha önce aynı ameliyatı olan kişilerin yaşadıklarını dinleyip karamsarlığa kapılmayın. Çünkü bir hastalığın her insanda aynı seyretmesi mümkün değildir. Bünyeye ve hastalığın seviyesine göre iyileşme süreleri değişir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder